Tüm koala yavruları serinlemek için
ağaçlara sarılırken, Muzipco annesinin bacağından hiç ayrılmıyormuş. Karnı acıktığında annesi Muzi ve
babası Co minik yavrularını sıra ile sırtlarına alıp okaliptüs ağaçlarına
tırmanıyolarmış. Ağacın en güzel en lezzetli yapraklarını toplayıp yavrularına
yediriyorlarmış. Ancak Muzipco o kadar üşengeçmiş ki yaprakları çiğnemeye bile hali yokmuş.
Sürekli uyumak istiyormuş annesine sarılıp. Bu yüzden annesi ne evi
toplayabiliyor, ne temizlik yapabiliyor ne de yemek pişirebiliyormuş.
Bir gün anne ve babası Muzipco’yu da
alarak bir kamp yapmaya karar vermişler. Kampta görev paylaşımı yapacaklar, böylece
Muzipco artık sorumluluk almaya başlayacakmış. Hazırlıkları yapmışlar,
düşmüşler yollara. Anne koala Muzi sırtında çantasını taşıdığı için artık sırtına
alamayacağını, yürümesi gerektiğini söylemiş yavrusuna.
Yürümek de ne zor işmiş…Adımlarını saymaya
başlamış : Bir adım, iki adım, üç adım...Daha şimdiden saymaktan yoruldum, diye
düşünmüş. Yol bitecek gibi değilmiş. Dinlenmek için olduğu yere çömelmiş. O
sırada sırtlarında küçücük kırıntılar taşımaya çalışan karıncaları fark etmiş.
Kırıntılar kendi boylarından büyük oldukları halde taşımak için gayret eden bu
minik hayvanları dikkatlice izlerken, annesinin sesiyle kendine gelmiş :
‘’Haydi
yavrum yolumuz uzun
Yürümeye devam
etmeliyiz
Kamp
alanımıza varabilmek için
Karıncalar
gibi biz de gayret etmeliyiz’’
Annesi elini
uzatmış ve kaldırmış yavrusunu olduğu yerden. Su içirmiş elleriyle dereden.
Baba koala önde, anne ve yavru koala arkada yürümeye devam etmişler. Sonunda
kamp alanına varmışlar.
Baba Co
görev dağılımını yapmış, herkese eşit görev verecekmiş.
Anne Muzi,
karınlarını doyurmak için yemek pişirecekmiş,
Baba Co,
güvenle uykuya dalmak için çadır kuracakmış,
Yavru
Muzipco, gece ısınabilmek için çalı toplayacakmış.
Herkes
işinin başına geçmiş.
Anne Muzi,
lezzetli yapraklarla güzel bir yemek pişirmiş.
Baba Co,
kazıkları çakmış, ipleri germiş, çadır dinlenmek için hazırmış.
Fakat yavru
Co, çalı toplamak için gittiği ormandan hala geri gelmemiş.
Çalı
toplarken bir kunduza rastlamış
Hızlı hızlı
çalışan bu şirin hayvanı hayretle izlemeye başlamış.
Kendisi için
çok güzel bir ev inşa ediyormuş.
Hem de
kimseden yardım almıyormuş.
Aniden
burnuna bir arı konmuş,
Açılıp
kapanan incecik kanatları burnunu gıdıklıyormuş.
Tam iğnesini
batırmak üzereyken,
Vız vız
arıyı kovalamaya koyulmuş.
Ormanın
sonunda , kocaman bir kovanda binlerce arı çalışıyormuş.
Kraliçe arı,
çalışkan arılarına ‘’Bal peteklerim’’ diye sesleniyormuş.
Yavru
arılarına karşı sevgisini güzel sözler söyleyerek gösteriyormuş.
Rengarenk
çiçeklerden polen toplamakta hepimiz ustayız diyormuş.
Görevlerini
yerine getiren çalışkan hayvanların daha mutlu olduklarını fark etmiş. Bundan sonra
tembelliği bırakmaya ve çalışkan bir koala olmaya karar vermiş. Anne ve
babasının ona verdikleri görevi hatırlamış.
Ve ormandaki
en güzel çalıları toplamaya başlamış.
https://ervacamasal.blogspot.com.tr/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder